14th Ekim, 2014 | by Ozan İlginoğlu
0Biz ne zaman 1 lira veremeyecek duruma geldik!
Radikal bugün son basılı sayısını çıkarıp yayın hayatına dijital olarak devam etmeye karar verdi. Aslında anlatmak istediğim Türkiye’deki basılı medyanın durumu (1 lira). Bu yazıyı okuyan bir çok kişiden önce biz dijital (internet) dünya ile tanıştık. Google yokken bir AOL üzerinden aramayı, Yahoo da ilk mail adresimizi açmayı, Mynet üzerinden oyun oynamayı filan öğrendik.
Haber alma hakkı evrensel bir haktır benim gözümde. Türkiye’de son 10 yıldır bu hak bir şekilde gasp ediliyor ama insanlar direnmeye devam ediyor. Basılı materyallerin gücü giderek azalıyor. 30.000 – 50.000 arası tirajı olan dergiler 5.000-8.000’lere indi gazetelere hiç değinmeye gerek yok…
Meşakkatli bir iş
Ama bir şeyi yanlış düşünüyoruz. Gezi olayları sonrasında muhalif bir çok medya yapısı ortaya çıktı. Gazeteler, dergiler, internet siteleri vb. Ne kadar da bilgiye ulaşmak kolay ve ücretsiz olsa da bilgiyi oluşturmak hala pahalı ve meşakkatli bir iş. O yüzden editör, muhabir vb. istihdam etmenin bazı maliyetleri var. Ve ne yazık ki global internet reklam verenleri Türkiye gibi ülkelerde ucuz bir politika izliyor. Bu durumda dijital yayını beslemek için ya klasik basım sistemini kullanacaksın ya da başka bir iş kolundan sisteme para aktaracaksın. Buna okuyucu olarak kendimce nasıl bir çözüm bulduğumu söyleyeyim…
Muhalif bir kişiliğe sahip olduğumu herhalde dünyada bilmeyen kalmadı. Okuyayım, okumayayım her gün en az fikrime yakın olan bir gazeteyi alıyorum. Ortalama tirajı 50.000 – 100.000 arasında olan bir gazetenin fiyatı 75 krş. ve 1 TL arasında değişiyor. Yani ayda 30 TL’yi fikrimi yaşatmaya çalışan bir gazeteye bağış yapıyorum. Evet bağışlıyorum. İşte siz internet okuyucusu ile benim aramdaki en büyük fark bu. Yine her türlü haberi internet üzerinden takip ediyorum, yine yorumlar yapıyorum vb. Ama zaten ezilen ve ezilmeye de devam edecek fikrimi ay da sadece 30 TL vererek yaşatıyorum. Eğer aynı mantığı Radikal gazetesi için de yapsaydınız şu an gazetenin çalışanları işinden ayrılmak zorunda kalmayacaktı. Ailelerde geçimsizlik kavgası olmayacaktı. Ama siz kendinizi dijital okuyucu sananlar her şeyi marjinal fayda üzerine kurduğunuz için verdiğiniz 10 kuruşun hesabını sorarken, daha düne kadar aldığınız sigaranın 5 TL’den 8 TL’ye çıkarılmasına, aracınıza aldığınız benzinin 3 TL’den 5 TL’ye çıkarılmasına ses çıkarmazsınız.
Aitlik
Ait olma duygusu biz erkeklerde en çok futbol takımımızda ortaya çıkıyor. Takımımız yenince günümüz güzel geçiyor, yenilince evde sorun çıkarmak için bahane arıyoruz. O takımın milyon dolarlık oyuncuları yenildiğinde sizin kadar üzülmüyor. Maç biletlerini aylar öncesinden alıp kuyruğa girip, kimi zaman polis ile kavga ediyoruz. Ne için duygumuzu, fikrimize, tutkumuza sahip çıkmak için… İşte bu duyguyu medyamız ne gazetelerinde ne de dergilerinde sağladı. Evet, hep herkese hitap eden yayınlar yaptık bugüne kadar. Net bir duruşumuz olmadı vb. Ama artık devir değişiyor. Bakın Sözcü gazetesine… Kendi kitlesini yarattı arkasına rüzgarı aldı gidiyor. İşte bu rüzgarı alırken iki şeyi yaptı.
- Herkese seslenmemeye kendi kitlesine seslenmeye karar verdi.
- Okuyucusu arkasında durdu sırf baskılara boyun eğmemek ve ben buradayım demek için ve başardılar.
Günde 8 TL sigara parası veren işsiz vatandaşın, Haftanın 4 günü eğlence mekanlarından çıkmayan öğrencilerin günde 1 TL ayıramamasına anlam veremiyorum. Ben ismini vermeyeceğim o muhalif gazetenin ilk günden beri yanında durarak yaşamasına emek verdim. Benden birey olarak haberleri yok ama ben mutluyum. Çünkü fikrim yaşıyor. Mutluyum çünkü birilerine yardım ediyorum. Belki en az 20 matbaa çalışanı, 30 muhabirin ailesine ekmek götürmesine dolaylı yönden katkı sağlıyorum. Evet, günde 1 TL vererek bunu yapıyorum.
Farzet ki o çok sevdiğin, 200 TL vererek aldığın pantolonunun cebi delik ve her gün o delikten 1 TL düşüyor. Ay sonunda 30 TL kayıp ile hayatında ne değişir? Bir kez daha düşün genç insan… İşsiz kaldığında yaşadıklarını, marjinal fikrin var diye kaile alınmadığını vb. Okumasan bile fikrine en yakın basılı materyale destek ver, destek ver ki o marjinal fikrin biraz daha yaşama umudu bulsun. Destek ver ki senin fikrine sahip ailelerin çalışan bireyleri mutlu yeni çocuklar yetiştirsin…