25th Kasım, 2014 | by Ozan İlginoğlu
0Doğaya meydan okuyan pedallar
Eylül 2012 yılında yazılmıştır…
Küresel ısınma tartışmaları ile alternatif enerji kaynakları ve ulaşım araçları tartışması tüm dünyada dolu dizgin konuşulurken çevreyi seven biri olarak tüm haberleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Özellikle ülkemizde az da olsa elektrikli otomobil ve bisikletlerin artması beni sevindiriyor. Bu gelişmelerin paralelliğinde yaşadığım yere gözlerimi çevirdim. Özellikle bisiklet ve parkurlar konusunda yerel yönetimler ne yapıyordu? Yerinde incelemek ve test etmek amacıyla Karşıyaka sahilinden başlayıp, Doğal Yaşam Parkında son bulan yaklaşık 5 saatlik bir geziye çıktım. Bu geziyi anlatmadan önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçen sene Ağustos ayında başlattığı “Bisiklet Bizden, Gezmesi Sizden” projesinden bahsetmek gerek…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 43 kilometrelik bisiklet parkuruna 22 kilometre daha eklemesiyle 65 kilometreye çıkan bu yollar kenti bir bisiklet şehri haline getirme yolunda önemli bir adım. Bostanlı ile Doğal Yaşam Parkı arasında başlatılan ücretsiz bisiklet turları İzmirli bisiklet severlerden büyük ilgi görüyor. Bu ilgi ile 20 olan bisiklet sayısı yakınlarda 100 adet bisikletin gelmesiyle 120’ye çıkacak.
Kentteki bisiklet yollarını uzatarak spor ya da alternatif ulaşım için tercih edilir hale getirmeyi amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, “Bisiklet Bizden, Gezmesi Sizden” projesi kapsamında, bisiklet severlere haftanın her günü “ücretsiz bisiklet ve kask” kullandırmaya başladı.
Sabah 08.30’dan akşam 23.30’a kadar kullanılabilen bisikletler için Bostanlı Rekreasyon Alanı Spor Tesisleri’nde özel bir park alanı oluşturuldu. Bisiklet tutkunları, kiraladıkları bisikletleri sadece Bostanlı Rekreasyon Alanı ile Doğal Yaşam Parkı arasındaki bisiklet yolunda kullanılabiliyorlar. Kimlik karşılığında ücretsiz olarak kullanılan bisikletlerden bir kişi günde en fazla 5 saat yararlanabilirken, katılımcıların 15 yaş ve üzerinde olması gerekiyor.
İzmir’e genel bakış
İzmir’de son dönemde toplam 43 kilometre uzunluğunda 4 adet bisiklet parkuru yapıldı. Üçkuyular Vapur İskelesi’nden Alsancak Limanı’na kadar uzanan, tamamen deniz kenarındaki 9 kilometrelik yol, Bayraklı Turgut Özal Rekrasyon Alanı’ndan Soğukkuyu’ya kadar uzanan 7 kilometre uzunluğundaki ikinci parkur, Bostanlı Rekrasyon Alanı’ndan Çiğli Kent Ormanı’na, Sasalı Doğal Yaşam Parkı’na ve İzmir Kuş Cenneti’ne kadar uzanan 25 kilometre uzunluğundaki 3. parkur ve Gaziemir-Sarnıç arasında 2 kilometre uzunluğundaki 4. parkur, Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırıldı. 22 kilometrelik Kuş Cenneti yolu da söz konusu parkurlara eklenerek İzmirliler için bulunmaz bir parkur elde edilmiş. Bu çalışmalara paralel olarak Gaziemir, Buca-Şirinyer, Karşıyaka, Alaybey, Çiğli istasyonlarına bisiklet park yerleri monte edildi.
Bostanlı Rekreasyon alanında başlayacak hikayemiz
Öğlenleri sıcak olan bu ay da en güzel bisiklet sürme saatleri ya sabah 08.00’da ya da akşamları 18.00’dan sonra oluyor. Biz bu seçeneklerden sabah olanı tercih ettik. Bostanlı’da başlayan parkurun şöyle bir güzel yanı var. Yol sadece bisikletlere ayrıldığı ve yol üzerinde gidilen, kalan kilometreler yazıldığı için motive edici oluyor. Bu geziye başlamadan önce özellikle biz bisiklet kullanıcıları için bazı eleştirileri söylemem gerekiyor. Yaz tatili nedeniyle olduğunu düşündüğüm insanların bu yollara karşı duyarsızlığı. Çok az insan bisiklet biniyor ayrıca azı bu parkuru kullanıyordu.
Bireyler olarak bazı şeyleri çok rahat eleştiriyoruz ama özellikle yerel yönetimler projeleri gerçekleştirdikten sonra onlara sahip çıkmıyoruz. Bunu çok rahatlıkla görmüş oldum. Ama altını çizerek tekrar söylüyorum “yaz tatili” nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Bostanlı Rekreasyon Alanı Spor Tesisleri’nde Kubilay Özveren hummalı bir şekilde çalışıyordu. Kimi bisikletlerin tekerleklerini tamir ediyor, kimilerinin frenlerini gözden geçiriyordu. Bisikletler gün içinde ücretsiz kullanacak bisiklet severleri bekliyordu. Özveren bazı şeylerden şikayetçiydi. Özellikle bisikleti yeni öğrenenler hem kendilerinde hem de bisikletlerde kalıcı hasarlara neden oluyormuş. “Biz patlayan tekerlekleri belediye olarak karşılıyoruz ama daha ağır sorunlarda kullanıcıya iş düşüyor” diyor. Bisiklet kullanıcılarına kasklarda kimlik karşılığı veriliyor. Saat 23.00’e kadar hizmet veren bu uygulamada en büyük sorunu liseli gençlerimiz çıkarıyormuş. Ergenliğin verdiği enerji ve asilik ile hepimizin malı olan bisikletlere zarar veriyorlarmış. “Ama insanlar sırf bisiklet kullansınlar diye biz razıyız” diyor.
Haydi şimdi başlıyoruz
Yolculuğumuza Anıl ile başladık. O bisikletin arkasında oturuyor elinde fotoğraf makinesi ve not defteri, bende bisikletin dümeni, pedalı… Bostanlı Balıkçı Barınakları yanından park içinde süzülen asfalt bisiklet yolu, Denizkent Restaurant önünden, Mavişehir villaları önünden kıyıyı takip ederek devam ediyor. Şansımıza saatin erken olması nedeniyle hava parçalı bulutlu. İlk başlarda hoşumuza giden bu durum kıyıda sert esen rüzgar ile birleşince pedallarımızı zorlamaya başladı. Yüzüme vuran iyotlu rüzgar ile daha da hızlı pedal çeviriyorum. Ege Park üzerinde toplanan bulutlar, topak topak pamuklar halinde hareket ediyor. Kıyıdan tekrar içe dönen yol bizi Mavipark konutları arasından Koçtaş’ın bulunduğu AVM’nin karşısına çıkartıyor. Oradan bisikletler için özel olarak yapılmış köprü üzerinden Kuş Cennetine doğru ilerliyoruz. Daha 6.5 kilometre yol yapmışız, bu parkur 22 km’den oluşuyor, 3 te 1 tamamlanmış.
Kuş Cenneti etrafında turluyoruz
Arada bir su içmek için verdiğimiz molaları saymazsak durmadan pedal basıyorum. Kuş Cenneti’nin etrafına çekilmiş tel örgüleri dibinden giden yolun sağ tarafında Çiğli Organize Sanayinin yolu bulunuyor. Yol boyunca bizi çevre açısından hiç kötü manzaralar karşılamadı. Bisiklet kullananlar açısından baktığımızda 3 kişilik bir arkadaş grubu yarışa tutuşmuştu bizi hızlıca geçtiler. Yaklaşık 1 saatlik yolculukta ilk bisikletli grup onlardı, bizim için önemliydiler.
Çiğli, Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi
Yolculuğumuzun 10.kilometresinde bizi İZSU’nun yeni projesi karşıladı. Çalışmalar son sürat devam ederken hava iyice ısınmaya başlamış, rüzgardan hiç eser yoktu artık. Tamamen çevreye uygun olarak yapılan çalışmalar etrafındaki hiçbir ağaç ve çiçeğe zarar vermiyor. Arada bir dümeni başkasına da emanet etmek gerek. Dümenin başına Anıl geçti, fotoğraf çekme sırası artık bende…
Çiğli Askeri Hava Üssü eğitim uçuşuyla karşıladı bizi
Sasalı Doğal Yaşam Parkına yaklaştıkça yeşillikler artarken biz de giderek denizden uzaklaşıyorduk. İşte tam bu anda kulakları sağır eden uçaklar üzerimizden uçmaya başladı. Çiğli Askeri Hava Üssünden eğitim için kalkan uçaklar birer birer geri dönüyordu. Onları fotoğraflamadan olmazdı… Biz de öyle yaptık, objektifimizin güneşin izin verdiği kadar fotoğrafladık. Artık hızlanma zamanı… Tekrar bisikletin yönetimini ben aldım. Sol tarafta çiçekler sağ tarafta uçsuz bucaksız tarlalar… Hedef Kuş Cenneti…
Hedefe varış…
Kuş Cennetine vardığımızda 3 saati nerdeyse doldurmuştuk. Tabii bunda benim arada bir durmalarım uzun zamandır bisiklet kullanmamam nedeniyle hamlığımı da unutmamak gerek. Nerdeyse 22 kilometre yapmışız ve ayaklarım artık durmak istemiyor. Tekrar tekrar pedalları çevirerek doğaya kendi enerjimle meydan okumak istiyorum. Evet, işte insanın bisiklet ile tam olarak yaptığı da bu… Kendi enerjisini, kinetik enerjiye çevirerek özgürlüğe, rüzgara doğru gitmek… Bunun adına spor diyorlar, sağlık diyorlar, çevre diyorlar… Aslında adı insanın ta kendisi…
Dönüş yolu
Dönüşler mecazi anlamda hep zor ve uzun olur derler ama aksine kolay ve kısa oldu. Ayaklarımın alışması, rüzgarı arkama almam ve biran önce turu bitirerek güneşten kaçma isteği. Yaklaşık 1.5 saatte beni Mavişehir’e attı. Karşımızda bizi bisikletleriyle bir baba ve oğul karşıladı…
Profesyonel babadan oğluna dersler
Teoman Aksu kendisini amatör bir bisikletçi olarak tanımlıyor ama anlattıkları ve yaptıkları hiçte öyle şeyler değil. Vakit bulduğunda oğlu Ege ile Sasalı bisiklet parkurunda gezmeyi seviyormuş. Ve bu parkurun bisiklet kullanıcıları için yeterli olduğunu düşünüyor. “İzmir’de Bisiklet Derneği’nin yaptığı organizasyonlara katılmaya çalışıyorum” dedi. Antalya’da yarışlar başlıyormuş, bize oraya gidip yarışmayı düşündüğünden bahsetti.
Başlangıç ile bitiş şimdi eşitlendi
Yaklaşık 4 saatlik yolculuğumuzun sonuna gelmiştik. Aslında kıyı şeridinden devam ederek Alaybey’de bitecek yolculuğu hiç hesaba katmıyordum. Başladığımız noktaya vararak en önemli kısmı bitirmiştik. Resmi olarak bisiklet yolu olarak ayrılmış kısım Bostanlı Rekreasyon Alanı’nda sonlanıyordu. Buradan sonrası kordon boyunca devam eden yaya yoluydu. Ama bir kıyısına ilişip koşanlara zarar vermezsek biz de gidebilirdik.
Alaybey’e ne kadar sürede gidebiliriz?
Sasalı sonrası Bostanlı kıyıları bize şehrin ortasına düşmüşüz havası veriyordu. Yüzlerce insan spor için yürüyüşte bir çoğu da gölge ararken biz son sürat pedallara asılıyorduk. Olsa olsa 5-6 kilometre giderdik ki bu saatten sonra artık bizim için sorun değildi. Aslında tahmin ettiğimiz gibi de oldu. Yaklaşık 1 saat sonra bizi Alaybey Tersanesi karşıladı. Toplamda 5 saatlik bisiklet macerasının sonuna geldik. Her gün bu kadar yolu gitmek hem zor hem de zaman açısından bizi kısıtlar. Ama özellikle Karşıyaka’da oturan kişiler sahili kullanarak bisiklet ile gidemeyecekleri yer yok.
Körfezi kucaklamaya az kaldı
Tüm İzmirlilerin ve özellikle de bisiklet severlerin en büyük isteği körfezin etrafını saracak bir parkur. Şimdilik eksiklikler var. Özellikle Alaybey’den başlayıp Bayraklı’ya giden sahil ev vb. şeylerle dolu. Yine Bayraklı sahilinden limana kadar ki bölümde de sıkıntılar var. Ama Kordon’dan başlayan sahil nerdeyse kesintisiz olarak Narlıdere’ye ulaşıyor. Bu durumda hedefe uzak değiliz. İlerleyen projelerle bu parkurun birleşeceğini tüm körfezi kucaklayacağını umuyoruz…