26th Şubat, 2016 | by Ozan İlginoğlu

Bölgesel haber siteleri neden başarılı olamıyor?

Cümleye klasik ana sebeple başlayıp, küçük ama bir araya gelince büyük resmi tamamlayan nedenciklerle devam etmek istiyorum. Haberciliğin güzel ama özet cümlesidir, ”İstanbul’a kar yağınca tüm Türkiye’nin yolları kapanır.” İşte bölgesellikte başarısızlığa sebep olan ana mantık budur.

ABD’de kaldığım yıllarda kapımızın önüne atılan mahalle gazeteleri ile aslında neyde başarılı olduklarını iyi anlamıştım. Yaşadığımız mahallenin muhtarını bilmezken başbakanın çocuklarının ismini bilmekte başlıyor bu sorun! Ve öylesine sıradan bir hal almıştı ki haber ve haberciliği de yanlış yönlendiriyordu. Yaşadığın şehrin TV’si kumandada 30’larda yer alırken, belki hiç gitmediğin İstanbul’un kanalı ilk beşte yer alıyor.

Zihinlerimizde bu şekilde yoğruluyor. Sabah kalkıp musluğu açtığında akmayan suyun sebebini belediyene yüklerken, bunun sebebini İstanbul’da yapılmış bir haber ile gazeteden öğreniyorsun. Barajında su kalmadığını!

Bu nedenler yazmakla bitmez, çünkü sebep zihinlerde yatıyor. Hal böyle olunca devamında gelen ekonomik sebepler bu sorunları daha da derinleştiriyor. Muhabir istihdam etmek yerine yine İstanbul merkezli bir haber ajansının haberini kullanmak daha karlı geliyor. Ve içinde ”İzmir” geçen bir internet haber sitesine girdiğinde her hangi bir içinde ”İzmir” geçen siteden farklı haber okumuyorsun. Çünkü hepimiz bir nevi ”havuz” haberciliği yapıyoruz. O havuza konulan haberleri alıp, yerleştiriyoruz sayfalarımıza…

Ya da tamamen bölgeden kopup, Taksim’e çıkan yolların kapalı olmasını birinci haber verirken, hemen arka sokakta kapalı olan yolu anlatmıyorsun! Çünkü dışarı çıkmıyorsun, şehrini gezmiyorsun ve en önemlisi senin için gezecek insanlara el vermiyorsun!

O yüzden internetin gelişmesi, özgürlük, çok seslilik vb. kelimeler sadece slogan düzleminde kalıyor. Gerçeklere bakınca bölgenin haberi ilk onda ancak yer bulabiliyor. Ve bölgende yaşayan insanlara kızıyorsun! Bizleri okumuyorlar, destek vermiyorlar vb. İyi de İstanbul’u anlatan zaten orjinal siteler varken talidini kim, neden okusun?

Sabah kalktığında sen internet sitesi sahibi gazeteci, haberlerini o büyük haber sitesinden okuyorsan başkası nasıl okusun!

Hal böyle olunca tıklama haberciliğinin arkasına takılmanın iyi olduğu sanılıp, hayata lay lom havasında bakalıma dönüyor, işler. Azcık bölgesel okuyucu da bu şekilde kaçırılıyor.

Yanlış, yanlışı doğururken devamında başarı da gelmiyor.

Oysa ki bizim bir sürü üniversitemiz ve gazeticiliği öğrenmek isteyen gençlerimiz var. Bu internet çağında neden bölgelerini kapsayan haber portalları açılmıyor! Bu çocuklar kampüslere sıkıştırılıyor! Neden vatandaş gazeteciliği kavramı dünyada yükselirken onlar oturmaya teşvik ediliyor!

Dijital medya sistemine entegre olmak hem bugün çok kolay hem de ucuz. Dün olduğu gibi bugün de pahalı olan şey ”içerik”… Onun devri hiç geçmedi geçmeyecekte sanırsam.

İçerik üretmek alın teri gerektiriyor. Eğer paran yoksa bir fikrinde mi yok!

Anlayacağınız bölgesel haber sitelerinin önündeki en büyük engel, kendileri… Zihinler değişmedikçe bu sistem bir yerinden bozulmaz! Toplasanız bölgesinde yazdıklarımın tersini yapıp başarılı olan 2-3 internet sitesini bu olup bitenden hariç tutuyorum. Onların kimler olduğunu zaten sizler daha iyi biliyorsunuz…