9th Ekim, 2015 | by Ozan İlginoğlu

Bir marka başarısını ne kadar photoshop’a endekslemeli?

Photoshop çıktığından beri dünya üzerinde kötü bir fotoğraf kalmadı. Daha doğrusu fotoğraf çekmek, fotoğrafa bakmak değişti. Eskiden çekilen bir fotoğrafta estetik kaygısı varken bugün “güzellik” seviyesine indirildi. Yani bir fotoğraf ya güzeldir ya da değildir.
Eğer güzel değilse yapılacak olan şeyler nedir?

Photoshop üzerinde efektler uygulamak bazı filtreler ile ışık oyunları yapmak. Bu açıdan bakıldığında belkide dijital fotoğrafçılığın en büyük düşmanı photoshop’un kendisi. Çünkü doğaya gözünüz alabildiğince bir bakın… En çirkin olan şey bir açıdan estetiktir. Bu durumda doğa kanunları devreye girip güzellik mevzusunu estetik bakış açısıyla çözmüş. Ama insan gözü son 15 yıldır her şeyi sadece “güzel” bağlamında değerlendirdiği için estetik bakış açımız kayboldu. Belki de o yüzden 20 yıl önce cinsellik erotizm ve estetikle anılırken bugün porno ile anılır duruma geldi. Bu mevzu başka bir yazının konusu olabilir!

İşin içinde “güzellik” olunca markalar geçmişlerini unutup kendilerini photoshop’a emanet ediyorlar. Aynı markalar bundan 20 yıl önce estetik ve güzellik kavramlarını birlikte kullanıyordu, ne zaman bu duruma düştüler!

Örnek üzerinden konuyu açıklamaya devam edeyim.

Dünyanın en ünlü iç çamaşırı markalarından Victoria’s Secret, sosyal medyada paylaştığı görsellerine uyguladığı başarısız photoshopla konuşuluyor. Görsellerde modelin kalçasının aşırı düz ve bacaklarının orantısız oluşu yarattığı “mükemmel kadın vücudu” algısı ile özgüveni sarsılan kadınların gazabını beraberinde getirdi. Sosyal medyada sert tepkiler çeken şirkete müşterilerinin bir daha alışveriş yapmayacaklarını belirttiği tehditkar cümleler de yazıldı. Victoria’s Secret’ın modellerini photoshop’ladığı bilinen bir gerçek zira bu yönüyle Victoria’s Secret’in özgüven kırıcı yanı da sıklıkla tartışılıyor. Yemek yemeyip sürekli spor yapan meleklerin bile fotoğraflarını photoshop’laması markayı kadını sürekli idealize etmeye çalıştığı bir düzlem üzerine oturtuyor. Markanın kadına çizdiği imaj ve kusursuz vücut algısı yaratması sadece sıradan halk içinde bulunan kadınların değil, kamera önündeki kadınların da olumsuz etkilenmesine yol açıyor. (marketingturkiye.com.tr)

Sıradan bir markadan bahsetmiyoruz burada, 1977 yılında kurulmuş 38 yıllını doldurmuş moda “ikoncanı” dünyaca ünlü firmayı konuşuyoruz. Her yıl düzenlediği defile ve melekleri ile milyonlarca seyirciye ulaşan bir marka vb.

Ama büyük bir marka olmak photoshop’un etkisinden kişiyi kurtaramıyor. Kuzu kuzu gidip boyun eğiyorsun. Farkında olmadan büyük bir tehlike ile yaşıyor, Victoria’s Secret. Kurtuluş, modanın estetik ile buluşmasında yatıyor. Hatta geçmişine dönse aslında gelecek orada…

Özellikle instagram üzerinden filtre ile düzenleme yapmak kullanıcıların hatta benim de vazgeçilmezlerimden. Konu bu değil, konu düzeltme adı altında bir cinsiyeti yeniden inşa etmede saklı…

Modanın inşası estetik kaygıları ön plana çıkarıp, insanları meta olarak sunmamakta yatıyor. Bu cümle belki de bir temenni olacak ama markanın geleceği için yapılması gereken en önemli adımdır…