Reklam/Pazarlama

12th Şubat, 2015 | by Ozan İlginoğlu

1

Ali Taran, CHP’ye seçim kazandırabilir mi?

ali-taran-chp-secim (1)İnternetin güzel yanı ama doğru ama yanlış haberlerin hızlıca yol alıp, Antartika’da bile olsan sana ulaşmasıdır. Bana göre böyle bir haber internette elden ele uzatılarak hızlıca yayıldı. Habere göre “Cumhuriyet Halk Partisi – CHP, genel seçimler için Ali Taran ile anlaşmış”. Şu ana kadar bu haber ne tam olarak doğrulandı ne de yalanlandı. Böyle olunca özellikle Twitter dünyasında Twitlerin ardı arkası kesilmedi. Sevgili hocam Pınar Özdemir Twitter hesabından “chp’nin de işi zor, seçmeni birlikte çalışacağı ajansa bile laf ediyor,’ay ali taran’la çalışırlarsa oy vermem’ diyor.” twiti atınca aklıma 2002 yılı geldi. AKP’nin girdiği ilk seçimdi ve zaferle ayrıldı. Ama asıl konu bir medya patronu olan Cem Uzan “Genç Parti” diye bir oluşum ile seçimlere katılmış, Ali Taran’ın kontrolünde %7 gibi bir oy alarak tüm seçim beklentilerini alt üst etmişlerdi. Eğer %10 barajı olmasaydı, Genç Parti ANAP, DYP gibi köklü partilerin olmadığı bir meclise girecekti.

Peki bu başarı kimindi? Tüm seçim sistemini planlayan Ali Taran’ın mı, Cem Uzan’ın liderlik özelliği mi? Yoksa o zaman harcanan dev 38 milyonluk (trilyon) dev bütçenin mi?

Şimdi 2002 yılına dönelim o gün çıkan yazılara bakalım istiyorum. Ama önce Ali taran kimdir?

Ali Taran kimdir?

1952 yılında Lüleburgaz Kepirtepe’de doğan Ali Taran, Bedia Taran ve Selahattin Taran’ın iki oğlundan biridir. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı. 1970 yılında reklamcılığa başladı. Pek çok ajansta metin yazarı ve kreatif direktör olarak çalıştı. Seramikçi Selma Taran’dan boşandı. İki çocuk babası.

Her biri yayınlandığı dönemde etki yapan, hafızalara adeta kazınan ve üzerinde olumlu olumsuz, çokça konuşulan: çakar çakmaz çakan çakmak Tokai, Önce hüplet, sonra gümlet-Caprisun, Ali Desiderolu Derby, Fatih Terimli Tadelle, Dıh dıh dıh, eyi günler-Yapı Kredi, En güzel boya, en güzel kırmızı-Filli Boya, Cem Yılmaz’la birlikte imza attığı Turk Telekom reklamları, Tamamen duygusal-Telsim, Banu Alkanlı İxir, Aganigi Naganigili Fındık, Artık çok oluyoruz-Mavi Jeans ve Cem Uzan ve Genç Arko traş kolonyası projelerinden bazılarıdır.

Daha fazla bilgi için biyografi.net.tr adresine bakabilirsiniz…

ali-taran-chp-secim (3)7 Eylül 2002 yılında Sabah gazetesinde çıkan haberde Ali Taran’dan şöyle bahsedilmiş.

Türkiye, bugüne kadar Cem Uzan’ı işadamı, gazete ve televizyon patronu olarak tanıdı. 2 ay önce parti kurmaya karar verdiğinde, ‘parti enflasyonu’ yaşanan Türkiye’de Uzan’ın başarılı olup olmayacağı kamuoyunun en çok merak ettiği konu oldu. Ancak son günlerde seçim anketlerinin ortaya koyduğu sonuçlara göre Uzan’ın lideri olduğu Genç Parti, kuruluşunun üzerinden 2 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, örgütlenmesini bitirmemesine rağmen iktidar partilerini geride bıraktı.

Vatandaşın güvendiği liderler arasında da YTP, ANAP ve DSP’nin önüne geçen Uzan, tüm partilerin korkulu rüyası oldu. Anketlere göre şu anda Cem Uzan, yüzde 4 oy oranına sahip ANAP’ı geçmiş durumda. MHP’nin oy kaybında da Uzan’ın ciddi etkisinin olduğu belirtiliyor.

Reklam mucidi diyorlar

İki ayda yıllanmış partiler düzeyine ulaşarak, siyaset dünyasını sarsan ‘tek kişilik parti’ Cem Uzan’ın başarısının sırrı ne? İşte tüm kamuoyunun merak ettiği bu sorunun cevabı: Türkiye’nin ünlü reklam ‘guru’su Ali Taran…
Ali Taran bugüne kadar reklam çalışmasını yaptığı her ürünün satışını patlattı; 7’den 70’e herkes onun diliyle konuştu. BP reklamında “Şapkasız çıkmam abi”, Mavi Jeans reklamında “Bu Türkler de çok oluyor artık”, Telsim reklamında kullandığı “Tamamen duygusal” gibi sloganlar tanıttığı ürünlerden daha çok öne geçti; konuşma dilimizde çok şeyi özetlemeye yetti. Bu yüzden de ona ‘reklam mucidi’ diyorlar.

Son başarısı Genç Parti

Ali Taran’ın son ‘patlattığı’ ürün Cem Uzan’ın liderliğini yaptığı Genç Parti… Daha önce Cem Uzan’ın sahibi olduğu Telsim’in Cem Yılmaz’lı, Ajda Pekkan’lı reklam filmlerini çekerek ürünün pazar payını artıran Ali Taran, işbirliğini Uzan’ın siyasetteki yarış alanına da taşıdı. Genç Parti’nin lideri Uzan için diğer siyasi partilerden farklı bir kampanya hazırladı: Hedef kitle gençlerdi. Partinin ne yapacağına ilişkin mesaj vermek yerine, şu andaki sisteme tepki veren, hükümete ve mevcut siyasi partilere karşı olanlara yönelme metodu izlendi, şarkılı-türkülü mitingler yapıldı.
Ve Taran’ın başarısı bir kez daha kanıtlandı: Genç Parti’nin lideri Uzan, reklam kampanyasının ve konserli mitinglerin etkisiyle seçim anketlerinde diğer liderlere ciddi bir rakip olarak ortaya çıktı.

7 Ekim 2002 Radikal gazetesinde Yıldırım Türker, Genç Parti için şunları yazmış.

9 Temmuz günü birçok televizyon kanalında tuhaf bir görüntüyle karşılaştık. “Türkiye’de birilerinin çıkıp yeter demesi, durun demesi lazım. O kişi benim… Yönetime talip oluyorum” diye coşkuyla kükreyen genç adamı hepimiz iyi kötü tanıyorduk. Reklamcıların şahı Ali Taran yıllardır popüler dilin başyazarlarından biri olarak, “Meşhur edilemeyecek ürün yoktur. ‘Fındığı herkes biliyor, o yüzden meşhur edilemez’ denilemez ki” diyor, nadir söyleşilerinden birinde. Kendi imgesini, burnundan kıl aldırmayan gizemli dâhi olarak biçtiği için bütün söyleşileri reddetmesiyle ünlü. Kaldı ki törene katılmasına karşın kendisi sahneye çıkmayıp Kristal Elma büyük ödülünü almak için şirketinin muhasebecisi ve şoförünü çıkardığı da sektörde kaşıntılı bir hayranlıkla anlatılan hikâyelerden.

Cem Uzan’ın partisinin adından logosuna, konuşmalarından giyeceklerine, miting düzenlemesinden çıkacak ’sanatçı’lara kadar belirleyen de Ali Taran Creative Workshop.

Daha önce Aganigi’li fındık, Ali Desidero’lu tıraş bıçağı, Banu Alkan’lı İxir, ’Çok oluyoruz’ sloganlı Mavi Jeans, Fatih Terim’li Telsim, Mazhar şapkalı BP kampanyalarıyla zaferden zafere koşmuş, ele aldığı bütün ürünlerin satışını büyük oranda artırmış bir reklam ustası. Başarısının sırrını anlatırken de, “Önce gerçekleri kabul edeceksiniz. Biz gerçekleri değiştirmeye çalışmayız, var olanlar üzerinden yaratırız. Biz bu ülke insanını gözleriz. Onu veri olarak alırız. Onun için bizim reklamlarımızı daha iyi anlıyorlar. Kendi değerlerini, kaprislerini reklama yansıtamazsın. Ben küpe takabilirim, ama bir ürün yaratırken, hedefim benim gibi küpe takanlar değil, Türk halkıdır” demiş aynı söyleşisinde. Cem Uzan fotoğrafında, yine Taran’ın dehası devreye giriyor. Kravattan kurtulmuş, beyaz gömlekli genç adam, şaşırtıcı derecede filmlerdeki Amerikalılara benziyor. Yüzünden kimi durumlarda tiksintinin gölgesi geçse de kalabalığın önünde bir tur atıp yüzlerce kişiyle el ’çak!’laşıyor. Coşkulu kalabalığı zaptetmekle görevli siyah gözlüklü koruma ordusu da filme çok etkileyici bir sahicilik katıyor. Binlerce kişiye yemek dağıtılıyor. Sonuçta mitinge gelenler, en sevdikleri şarkıcılardan bir konser izlemekle kalmıyor, karınlarını doyuruyorlar ve kendilerini orada, bir olayın ortasında bulunmuş hissediyorlar.

Uzan serüveninin kimi gözlemcilere Hitler’in yükselişini hatırlatmasının nedeni de seyircide jestler ve ses oyunlarıyla sağlanan hipnoz durumu. Seyirci-taraftarla girilen ilişki interaktif değil. Seyirci-taraftar, kimi eğlence programlarında manipüle edildiği gibi burada da seyir bedeli olarak oyuna katılmak, ‘tezahüratta bulunan halk’ rolü yapmakla mükellef. Genç ürünümüz, vücut kullanımı, ses denetiminde tutukluk yapıyorsa da teknolojinin çok yakında bu ürünü geliştirip daha yetkinini piyasaya sürece&currn;i hissine kapılıyoruz. Dolayısıyla Cem Uzan adlı ürün, imaj mühendisliği, iletişim teknolojisi ve benzeri alanlar açısından bir devrim. Liderlik taklidi yaparak teknolojinin yardımıyla liderliğe yükselme projesi. Pahalı, ardında holding olmadan girişilemeyecek bir proje. Bir hiçten marka yaratmak da, halkın nabzını tutan Ali Taran’ın zaferi.

Ve bu kadar yazı ve konuşma sonrasında seçimler biter, AKP tek başına iktidar olur. Ama herkes hala meclise girmeyen yılların partilerini değil seçimlere 4 ay kala kurulan Genç Parti’yi konuşur. “bianet.org”‘da şöyle bir yazı kaleme alınır.

Geride bıraktığımız seçimlerin Adalet ve Kalkınma Partisi’den (AKP) sonra en başarılı siyasal hareketinin Genç Parti (GP) olduğunu söylemek hiç kuşkusuz yanlış olmayacaktır. Seçimlerden 4 ay önce kurulan GP’nin 3 Kasım 2002’de yaklaşık yüzde 7,5 oranında oy almasının, Doğru Yol Partisi (DYP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin ( MHP) seçim barajının altında kalmasına yol açtığı şeklindeki değerlendirmeler hatırlanırsa eğer, bu oluşuma biraz daha yakından bakmak gerekiyor.  Seçim kampanyası sırasında diğer partilerden daha fazla para harcadı (38 trilyon lira). Pazara sürülen bir ürün ve bir proje gibi tasarlandı. Seçim kampanyası sırasında reklamcılığın, imaj yapıcılığının ve pazarlamacılığın bütün teknikleri kullanıldı. Kampanyanın tamamı ve Cem Uzan’ın bütün konuşmaları reklamcı Ali Taran’ın yönetiminde hazırlandı. Star Grubu’nda çalışan kimi “solcu”gazeteciler de bu çalışmalara ciddi katkılarda bulundu. Konuşmaların süresi 13 dakikanın altına düşmedi ve 17 dakikanın üzerine çıkmadı. Bu süre, toplumun en geri kesimlerinin de sıkılmadan verilen mesajları almaları için yeterli alt ve üst sınırlar olarak saptandı.

Seçim meydanlarında kalabalıkların ilahlara “dokunma” duygusu tatmin edildi. Poloraid fotoğraflar çekilerek, onlara, ilaha dokunduklarını kanıtlama imkanı bile sunuldu. Kalabalıklara basit bir dille seslenildi. Her yerde aşağı yukarı aynı konuşma yapıldı.

Genç Parti’nin (GP) milliyetçi bir söylemle yürüttüğü IMF karşıtı kampanya, bir önceki seçimlerde MHP’ye oy veren ve bundan pişmanlık duyan kentli alt sınıflar üzerinde etkili oldu. Örneğin, 1999 seçimlerinde MHP’ye oy veren her 5 kişiden biri, 3 Kasım 2002’de GP’ye yöneldi. GP’ye oy veren seçmenlerin profiline bakıldığında; bunların büyük kesiminin az eğitimli,düzenli bir işi olmayan, işsiz ve genç insanlar ile ekonomik krizin yıkıma uğrattığı esnaflar, küçük üreticiler ve orta ölçekli işletme sahipleri olduğu görülmektedir.

Burada akla bir soru gelmektedir; GP kurulmasaydı MHP barajı aşabilir miydi? Kuşkusuz bu soruya verilecek bütün yanıtlar spekülatif olacaktır. Fakat, yine de şunu söylemek mümkündür: GP kurulmasaydı MHP’de kalacak oylar bu partinin barajı aşmasına yetmeyecek, ancak, CHP’yi daha da büyütecek ve DYP’yi Meclis’e taşıyacaktı.

Kendisini “yoksul ve ezilmişlik” kategorisinde gören GP’lilerin oranı da yüzde 17′ye ulaşmaktadır. Dolayısıyla kendilerini “zor geçinen, yoksul ve ezilmiş” kategorisinde gören en yüksek orandaki seçmene iki parti, DEHAP ve GP sahiptir. Bu partileri AKP izlemektedir. Diğer kategoriler ise“zengin” ve “geçim sıkıntısı olmayanları” kapsamaktadır. Bu kapsamda en düşük orana sahip partiler yine aynıdır; DEHAP ve Genç Parti!

Sonuç:

Başarıya ulaşmak için planlı ve programlı çalışmanın yanı sıra Cem Uzan’ın ayırdığı milyonlara ihtiyaç vardır. Ayrıca hatırlayın o dönem Star medya grubu TV, gazetelerden ve radyolardan insanları etkilemeye çalışırken, TELSİM üzerinden telefon aramaları ve SMS’ler oluk oluk gönderiliyordu. Aslında AKP’nin bugün yaptığını o gün Ali Taran liderliğinde Cem Uzan yapıyordu.

İşin içerisine kaynak girince ve tek sesli olmak CHP için zor olacaktır. Hem büyük bütçe hem de tek kafadan ses Ali Taran ile çalışmayı zorlaştıracaktır ki, işin olmaması Taran’ın da hiç umurunda olmayacaktır. Bu iki olasılık konusunda anlaşıldığını varsaydığım da %28-%30 bandında gezen CHP’nin en az %38’lere ihtiyacı vardır. Bu yazıyı yazarken bu hedefe ulaşılacağını sanmıyorum ama bugüne kadar siyasi parti kampanyası yapıp başarılı olmuş bir adam ile yola çıkmak büyük umut verecektir. İnsan neden olmasın dedirtiyor!

Bekleyip, göreceğiz…

 

Yeni yazıları ilk sen okumak istersen aşağıya e-posta adresini yazman yeterli.

Facebook Yorumu

yorum

Tags: , , , , ,


Yazar Hakkında



One Response to Ali Taran, CHP’ye seçim kazandırabilir mi?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

    Back to Top ↑

    WP to LinkedIn Auto Publish Powered By : XYZScripts.com