28th Ocak, 2015 | by Ozan İlginoğlu

Basın ne kadar kör olabilir?

Güzellik yarışmalarında güzel adaylarına sorulan iki soru vardır. İlki “Bir adaya düşsen yanına alacağın 3 şey”, ikincisi “siyaset ile ilgilenir misin, bize nasıl bir mesaj verirsin?”. En olmadık yerde karşımıza çıkar siyasi düşünceler ve davranışlar, kaçamazsın yani…

Ya da bir şarkıcıya sorulur “ülke yönetimi ve iktidar hakkında ne düşünüyorsun” diye. Cevap hazırdır “bu konu ile ilgilenmiyorum ” diye. İşin komik tarafı daha 1 hafta önce siyaset ile ilgilenmeyen şarkıcı arkadaş, 1 hafta sonra anlaştığı bir belediyenin sebepsiz yere konserini iptal etmesi üzerine birden siyasete karışır açıklamalar yapar. Anlayacağınız onun da siyasete uzak kalması ancak 1 hafta sürer!

Yine konuya giriş kısmını biraz uzun tuttum sanırsam. Son yıllarda ikiye ayrılan basın dünyası da aslında yukarıdaki hikayenin bir benzerini yaşatır bizlere. Malum “havuz medyası” ve “özgür medya” olarak sınıflandırılan bu dünya her gün manşetlerinde siyasi değiliz deyip siyaseti köküne kadar yaşarlar ve yaşatırlar.

Komşu ülke Yunanistan’da sol düşüncenin iktidara gelmesi sonrası ülkemizin solu 2 gün sonra açıklamalar yaparken, seçim sonuçları açıklanalı daha 1 dakika bile geçmeden sağa yakın partilerin sevinen açıklamalar yapması da aslında bundandır.

Kendini 100 yıldır sola yakın hissettiğini açıklayanı mı, aslında ilerici olduklarını açıklayanı mı, Nazım Hikmet’siz bir dünya düşünemediğini söyleyenler mi? Anlayacağın kavramlar ters düz edilirken senin o parlak zekana da alttan alta küfür ediliyor.

Olsun sen yine biri yanlışlıkla sana mikrofon uzattığında cevap olarak “siyaset ile ilgilenmiyorum” cevabını ver. Ve köşeyi döner dönmez markete girdiğinde kasadaki kıza “ne ara bu ekmek 1 TL oldu” diye sor ve kız! Siyasetin bile kendine kadar, başkasına yetmiyor…

Yahu sahi siyaset nedir?

Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış. Yunan siyasal yaşamında ise siyaset, “polis”e veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmıştır. Politika bilimi (politoloji) politik hareketler ve güç edinilmesi ve kullanımı konusunu inceler. Politika, toplumun halka dair yaptığı tüm etkinliklerdir. Bu açıklama bana yetmedi diyenler buraya tıklasın, kaynak Vikipedi.

Gelelim basınımıza yaptığım “ne kadar kör olabilir” sorusu. Aslında sahibin ve seslendiğin kitle kadar kör olabilirsin. Eğer kitleye Yunanistan’da sol iktidara geldi diye birileri kulağına üflüyorsa. Sen de kitlene bizde gelmez zaten biz varız onlardan daha fazla soluz dersin! Adamlara da öyle manşetler attırırsın ki, Cem Yılmaz’a yeni gösterilerinde bol bol malzeme çıkartırsın!

Yetmedi ne olur olmaz diye danışmanın vasıtasıyla güzel bir yazı kaleme alır, tüm havuz basınına aynı yazıyı gönderirsin. Yazıyı alan yazıda cümle hatası da olsa düzeltsek bir dert, düzeltmesek bir dert der ve öyle yayınlar. Sonra 10 gazetede aynı tashih hatası görürsün.

Her şey halk için değil bu kitle içindir. Onlar ne istiyorsa verilir. Daha önce kimler ne istedi vermedik ki!

Haber yapmak mı, ulaşılır olmak mı (tiraj) önemlidir basın için. Eskiden her ikisi önemliyken şimdi sadece haber yapmak önemlidir. Eğer öyle olmasa 10 gazete bir gazetenin tirajı yapmazdı her halde. Hadi habercilik zayıf, muhasebe de mi zayıf!

Sonuçta basınımız parayı kim veriyorsa onun istediği kadar kördür. Bunu birebir yaşadık belki onlarca kez test ettik. 80 ilde gösteriler yapılırken bile aynı basın “Maldivlerde harika tatil”, “IMF bizden borç alıyor” başlılarını atmıştır.

Sen zeki, parlak ve atik okuyucu yanlışlıkla bile okumak için gazete alıyorsan. Parayı verenin düdüğü çaldığını unutma!