12th Ocak, 2015 | by Ozan İlginoğlu
0Zaman neden ”Püff”’ deme ihtiyacı duydu?
Her tülü basılı materyali okuyan biriyim ama sık takip ettiklerim belli başlıdır. O yüzden bazı yalancı gazeteciler gibi tüm basını yakinen takip eder, gözümden kaçmaz filan demeyeceğim. Bildiğin kaçar hem de bal gibi abim!
Zaman gazetesinin “Püff” ekinin çıkış haberini duyduktan sonra önce alayım, inceleyeyim ve sonunda yazayım diye düşündüm. Yani öyle oturduğun yerden eyleme geçen peşin hükümlülerden değilim, olamadım da.
Gazete bayisine gidip Zaman gazetesini rafta buldum ama o da ne içinde ek yok. Bayiye içinde ek olmadığını söyledim bana göndermemişler abi dedi. Hayda dedim herkeste olur ama geçen hafta duyurusunu yaptığı eki Zaman gazetesinin bayilere ulaştıramaması diye bir şey olamaz! Bu işte bir sorun var. Teşekkürler deyip başka bir bayiye gittim.
Rafta bulunan Zaman gazetesini alıp tekrar içine baktım ek yine yok. Kendi kendime dedim “Adamlardan nasıl korkmuşlar da böyle eki ortadan yok etmişler”. Sonra gazetenin üzerine bakınca işi anladım. Ek olarak var ama gazetenin içinde var!
Yani bizim ek dediğimiz gazetenin arasında olurken, bu ek gazetenin içinde. İş şimdi anlaşıldı. Demek ki peşin hükümlü olmamak gerek…
Püff ile ilgili ilk şaşkınlığım böyle gelişti. Tahminimden daha inceydi. Bence ek değil gazete için yeni bölümdü. Ama olsun niyet önemlidir bence.
Gelelim mizah dergilerinin yükselişine.
Ülkemizde mizah dergilerinin tiraj patlaması yaptığı dönemler hep darbe dönemlerine ya da “Yeni Türkiye” imajının çizildiği dönemlere denk gelmesi tesadüf değildir. İnsanlar yazdıkları için yani düşünceleri nedeniyle içeri tıkılmaya başladıklarında çözüm ararlar, çizgilere kendilerini adarlar. Çünkü fikrin önüne dikenli tel çekemezsin. Sen çektiğini zannedersin!
O yüzden bir ülkede bence mizah artıyorsa o ülke ters orantılı şekilde demokrasi çizgisinden uzaklaşıyordur. İnsanlar nefes almak için son çare mizaha başvuru. Hem de siyasi mizaha!
Bu yüzden Zaman gazetesinin çıktığı bu yol dönemin sonucudur. Belki de diğer gazeteler içinde bir başlangıç olacaktır. Yani daha ne mizah ekleri çalışmaları göreceğiz bilmiyorum. Ama umutluyum…
Gelelim “Püff” ekine. Bir çok okuyucunun da tahmin edebileceği gibi, hükümetin ana eleştiri konusu olduğu bir çalışma olmuş. Arada muhalefete de laflar var ama az ve öz. Beni en çok şaşırtan bugüne kadar muhafazakarlık dediğimiz şey bazı insanların aklında tekken, aslında nasıl da insani özelliklere göre değiştiğini ispatlı olarak görmek oldu. İslam ülkelerinde bile şeklen uygulamalar farklıyken biz de muhafazakarlığını yorumlanması da çeşitleniyor. Bu sevindirici bir gelişme…
Hırsızlık, yalan, dolan iftira dinimizde en büyük günahlar içindeyken bir kısım muhafazakarların bunu görmemesi bir çok insanı üzüyordu. Gerçek İslamın bir yerlerde yaşıyor olması hala güzel bir şey.
İlk sayı için peşin hükümler vermek için erken, umutluyum. Mizah geliştikçe demokrasiye dönüşümüz daha hızlı olacaktır. Ne acıdır ki, mizahın düşmanı da kendisidir. Bir ülke de ne kadar çok mizah gelişirse o ülke demokrat olur. Mizah malzemesi giderek azalır. Mizaha duyulan ilgi giderek azalıp, okuyucu düşer.
O yüzden her mizaha, özellikle de siyasi mizaha açılan kapı, aydınlığa bir ümitken o ülkenin durumunun da acınası olduğunu söyler. Zaten küfür etmeden, düşündürerek okuyucuları bilgilendirmek değil midir mizah!
Püff eki çalışanlarına Allah kolaylıklar versin, takipteyiz. Umutluyuz…