Bizim bizden başka dostumuz yok mantığı ile nereye kadar!
5-6 yıl öncesine kadar büyük 3 ilimiz, konferansları ile birbiriyle yarış içerisindeydiler. Bu yarışı her zamanki gibi İstanbul kazandı. İstanbul’un bu alanda önde olmasının bir çok nedeni var tabiki de! Ama bence çok önemli bir fark ile bu arayı açtılar. İzmir ve Ankara’nın yapmadığı ya da yapmak istemediği “uluslararası” olmak ile…
Özellikle İzmir’de yaşadığım için birebir test etme fırsatı bulduğum şey, kendimizden başkasına bir şey anlatmama ve reklam yapmama hastalığı! Kruvaziyer ile ilgili bir konferans düzenleyip şirketleri ve turizm firmalarını çağırmamak nasıl bir vizyonsuzluktur.
Yabancılar bir şey bilmiyor mu?
Birbirini tanıyan 20 insan bir araya gelip her sene büyük bir çaba ile bir şey yapmaya çalışıyor. Ama boşuna kürek çekmekten başka bir işe yaramıyor. Biz zaten olan biteni biliyoruz, sorun bizim her şey bilmemiz değil, yabancıların bir şeyi bilmemesi. Paydaşlar, hedef gurup vb. bir sürü tarif var. İşi pazarlama, halkla ilişkiler olan bir çok üstat bunları çok iyi bilirler. Ama bilmek her şeyi yaptırmıyor demek ki!
Belli bir motivasyon ile bir amaç uğrunda çalışmak o amaca odaklanmak ne güzel… Yaşadığın kente bir şeyler kazandırmak ve daha fazlası… İstanbul’u bile dünyada tanıyan Monako’yu tanıyandan daha azken İzmir için bir şeyler yapamaya başlamak ve şehiri konumlandırmak…
Aslında zihinlerimizde başlamıyor mu her şey. Tüm dünya da bir şey yapmaya karar verilirken devlet ile yola çıkılır. Bizim devletimiz şehir olarak ancak İstanbul’u tanıyor ne yapalım. Bu da bizim kısmetsizliğimiz! Koskoca şehrin bir şey yapabilmek için devletin eline muhtaç olması da ilginç…
İzmir, San Francisco’ya ne kadar benziyor?
Ben İzmir’i hep San Francisco‘ya benzetirim. İklimi, şartları, insanları vb. Bilişim alanında bir yıldız olabilmemiz içten bile değil. Hem nüfus yapısı hem coğrafi şartları bunu kendiliğinden bize getirir. İlk başta bir Silikon Vadisi beklemek rüya olabilir ama başlamak bile bazı şeyleri değiştirir. Al sana konumlandırma al sana gelecek planlaması..
Her konumlandırma çalışmamız hep turizme dayandırılıyor. Bırak turizmi İstanbul yapsın sen bilişimin başkenti ol. Genç nüfusunu buraya yönlendir. Bunun için yeterince büyük STK’ya sahibiz…
Artık bırakalım kendimize kendimizin reklamını yapmayı, Silikon Vadisine öğrenci gönderelim, girişimcilere destek olalım vb. İşte o zaman yaptığımız konferanslar yerine ulaşacaktır. Yoksa dostlar alışverişte görsünden öteye gidemez iyi niyetlerimiz…
Facebook Yorumu
Benzer Yazılar
Sosyal medyayı çok mu ciddiye alıyorsunuz! →
Sosyalken ne kadar gizli olabilirsin? →
E-kitap fiyatında psikolojik sınır ne olmalı? →
