29th Kasım, 2014 | by Ozan İlginoğlu

Hashtag’lerini söyle, sana kim olduğunu söylesinler?

Bir yazıya başlarken önce attığın başlığın hakkını vereceksin. Hashtag nedir?
Hashtag, Vikipedi ansiklopedisine göre pek çok mikroblog ve sosyal ağlarda bir kelime ya da tümcenin başına hash sembolü (#) eklenerek oluşturulan bağlantıya verilen isim olarak ifade ediliyor. Yani anahtar kelime diye biraz da olsa Türkçeye çevirebiliriz. Tam olarak anlamını, duygusunu veremeyecek bu çeviri ama olduğu kadar…

Bazı meslekler dönem dönem önemini kazanır bazıları da önemini kaybeder. Hatta tamamen tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gidenler bile var. Kaybolan meslekler konusunu gelecek yazılarda değinebiliriz. Bence geleceğin mesleklerinden biri de “psikolog”luk. Sosyal medya ve özellikle internet alışkanlıklarımız ile tedavi süreci ve sonrası daha kolay yapılır hale geldi. Hem de bu işi hani yukarıda söylediğimiz hashtagler ile kendimiz sağlıyoruz.

Bir psikologa gittiğinizde, psikolog sosyal medya hesaplarınızı inceleyerek ve özellikle yazdığınız anahtar kelimeler üzerinizden ruh durumunuzu anlayabilir. Tedavinin neredeyse %40’ı başlamadan tamamlanabilir. Belki ilerleyen dönemlerde bu işi yapacak özel programlarda yazılacak. Bu kanıya tamamen kendi sosyal medya hesaplarımı inceleyerek vardım.

Özellikle fotoğraf paylaşmaya başladığımız günden buyana insanların fotoğraflarda anlatmak istediklerini bu kelimeler özetlemeye başladı. Örneğin bir fotoğraf sergisine gittiğinizde, fotoğrafçı bir fotoğrafın altına “Foça’da gün batımı” yazdıysa, sizin anılarınızda eğer varsa Foça günleri canlanır. Fotoğrafçının o sırada hangi duygu ile çektiğini tam olarak anlayamazsınız. Oysa ki Instagram üzerinde fotoğraf paylaşırken altına yazdığımız hashtag’lerde tüm duyguları vermeye çalışırız. “Yaz, mutluluk, tatil, manzara, harika, sevgili, sıcak, aşk” vb…

Paylaştığınız fotoğrafa bakan kişi bu kelimeleri yan yana getirerek “Bu adam tatile gitmiş, çok mutlu ve sevgilisiyle” der. İşte buradan yola çıkarak son 1 aydır Instagram hesabım üzerinde paylaştığım fotoğrafların hashtag’lerini inceledim. Çoğunlukla “manzara, yalnızlık, sessizlik, doğa, deniz” gibi kelimeleri sık kullandığımı farkettim. Bu durumda eğer bir psikolog aynı şeyleri inceleseydi. Diyeceği şey “senin tatil zamanın gelmiş, biraz kafanı dinle ama yalnız değil” diyecekti.

Beni tanıyanlar emeklilik hayalimin deniz kıyısı ve orman içinde küçük bir çiftlik evi olduğunu bilir. Aslında bilinçaltımı bile ele veriyor sosyal medya hesabım!
Aram motorlarında tüm işlemler kelimeler üzerinden yapılıyor. Yani manzara yazmadan manzara fotoğraflarına ulaşamıyorsun. Birçok çalışma var fotoğrafların altına bir şey yazmadan arama yapacak daha tam pratiğe dökülmedi. Öyle bir çalışma yapılana kadar bu “anahtar kelimeler” bizi başkalarına anlatacak!

Geleceğin bizi sağda solda söylenen “big data” büyük veriler çöplüğüne atacağı kesin. Yeni programların başarısı bu verileri sağlıklı işleyenlerin üzerinde yükselecek…

Bu yazıyı okuduktan sonra sende şöyle geriye doğru gidip, paylaşımlarını ve hashtag’lerini incele? Belki de kendin hakkında bilmediğin kendine söylemeye korktuğun şeyleri göreceksin!