21st Kasım, 2014 | by Ozan İlginoğlu
0İsmail abi ne kadar pazarlama biliyor?
İsmail abi bizim halk pazarlarında kimi zaman sebze, kimi zaman meyve ve çoğu zaman da giysi satan pazarlamacısıdır. Onun her dediği ve yaptığı doğru olmamak ile birlikte, çoğu şeyi de doğrudur. O bu pazarlama işini sahada öğrenmiştir. Senin, benim gibi kurslara, okullara gitmemiştir.
En büyük motivasyon kaynağı eve götürmek zorunda olduğu ekmek parası olmuştur. Elindeki malı ne kadar çabuk eritir ve karlı satarsa o kadar başarılıdır. Yılların birikimi ona bazı şeyler öğretmiştir. Örneğin bir malı alırken kazanmanın asıl ustalık işi olduğunu sen, ben 3000-5000 TL vererek kurstan öğrenirken o birebir alanda öğrenmiştir. “İsmail abi” olmak kolay değildir…
Onun yanında 10 dakika zaman geçirdiğinde müşterisini nasıl ve ne kadar iyi tanıdığını görüyorsun. “Abla, enişte afiyettedirler inşallah, geçen hafta aldığın pantolon oldu mu?” diye sorarak hani bizim markaların binlerce dolar vererek yaptığı müşteri sadakati programını uygular. Üzerine “geçen hafta aldığın pantolon ile uyacak tişörtler geldi” diyerek de CMS (Customer Management System) en hakikisini gözüne sokar. Anlayana tabi…
Sen yine de o kurs bu kurs gezmeye devam et evlat. Bazı şeyler için Fizan’a gitmeye ihtiyaç var mıdır bilmiyorum! Özellikle son 10 yıldır zenginleşen insanlarımız, kaynaklarını savurmaya devam ediyor. Her şeyi pazardan alabileceğini sanarak, kağıtlara, diplomalara sığınıyor. Oysa ki bir “İsmail abi” kaç bizden yapıyor sayısını bilen var mı?
20 yıl önce küçük bir limon kasasında başladığı bu işe şimdi mağazalar zinciri ile devam ediyor. Hem de yatay değil, dikey büyüme yaparak… Pazarlamayı kavramlara, entelliğe boğanlara inat yaşıyor. Bu hafta açtığı 5. mağazası ile 20 yıl önce ne yapıyorsa bugünde aynısını yapıyor. CEO olduğu halde herhangi bir mağazasında müşteriyi görür görmez dayanamayıp hal hatır sonrası en az 100 TL’lik alışveriş yaptırmasını bilerek…
En başta dedim ya ona hayat öğretmiş pazarlamayı, yine de eğitimli pazarlama mezunlarını görünce yeni şeyler öğrenmek adına sonuna kadar dinliyor. Okumuş adamın bir bildiği vardır değip!
Ünsal Oskay hocamı rahmetle anıyorum. Kavramları, meslekleri halktan koparanlara hep kızardı, çokça da uyuz olurdu. Ben de öyle, yaşa be “İsmail abi”…