20th Kasım, 2014 | by Ozan İlginoğlu
0Ülker’in kampanyaları neden başarılı oluyor?
Başarı öncelikle başlığın içinde de geçen “kampanyalar” sözcüğünde yatıyor. Her büyük marka unutulmamak için kendisini hep hatırlatma ihtiyacı duyar. Birine bir şeyi hatırlatmanın binlerce yolu vardır. Burada püf noktası doğru olanı seçip uygulamaya koymakta…
Ülker markası
Bunu “Ülker” markası yıllardır gerçekleştiriyor. Doğru ajanslar, doğru planlama ve doğru bütçe ile büyümeye devam ediyor. Diğer önemli bir mevzu, insana dokunan çalışmalar yapmak. Şöyle evinizde kullandığınız eşyalara bakın, ya da hayatınızın içinde bir şekilde olan şeylere… Hangileri doğrudan size ve hayatınıza dokunuyorsa onlar önemlidir. Unutmazsınız, yanınızdan ayıramazsınız. Başarılı markalar diye kafanızda beliren şekillerin gerisine bir bakın hep “insana dokunma” vardır. Ülker’in bugün başlattığı “Mutlu et, mutlu ol” da işte doğrudan insana dokunan bir iştir.
Olmazsa olmaz diğer konu tabiki de, bütçe… Ama şunu unutmayın özellikle büyük markalar sınıfında yer alan nice kurum milyonlarca para harcayıp başarılı olamadığı bir çok çalışma olmuştur. Çok para doğru yatırımlar her zaman yaptırmaz. Bugüne kadar sokağa atılan milyonlarca lira ile neler yapılmazdı. İyi bir fikir, iyi bir ekip ve planlama doğru bütçeler ile efsaneler yaratır.
PR (Halkla İlişkiler)
PR (Halkla İlişkiler) çalışmaları biz tüketicilerin aidiyet duygularını kuvvetlendirir. Bunu bir çok marka bilmez, bilmemezlikten gelir. Önemsemediğini nasıl mı anlıyoruz. 2 bülten bir paralı haber ile PR yaptıklarını zannederler. Ve her yıl bu alana ayrılan bütçeyi azaltıp işi angarya görürler. Oysa ki Ülker markasının son 3-5 yıldır yaptığı yatırımları herkes biliyor. Yurt dışında aldığı dünyaca markalardan tutun da sanata yaptığı harcamalar vb. Bunlar biz tüketicilerin karnını doyuran haberler değildir ama güven veren çalışmalardır. Herkes güçlü ve büyük olan ile anılmaktan hoşlanır. İşin özü vizyon da yatmaktadır.
Kendi ürününü kral görmek… Evet yanlış okumadın, kral görmek. Bir çok marka bir sürü yarışma, kampanya yapıyor ama çok azı kendi ürününü hediye olarak veriyor. Yani çok azı kendi ürününü kral olarak görüyor. Eğer sen ürettiklerini önemsemezsen tüketici de seni önemsemez. Bir düşün neden hediye değince aklına hemen iphone ürünleri, playstation geliyor! X markası olmana rağmen ürettiğin hamburgeri, elektronik aleti kral olarak görmüyorsun da ondan. Yıllardır Ülker markası ürettiği 1 TL’lik çikolatasını bile önemseyip, insanlara hediye olarak vermekten çekinmiyor. Onun bir ürüne verdiği değer tüketicinin markaya verdiği değeri artırıyor. Yanında başka hediyeler vb. de verebilir. Bu konumuz değil. Burada yaklaşım ve anlayışa dikkat çekmek istiyorum.
Gelelim bugün başlayan “Mutlu et, mutlu ol” kampanyasına… Kampanya tamamen Twitter üzerinden yürüyen bir çalışma. Twitter’dan seçtiğin arkadaşlarına önce bir Ülker ürünü seçip tweet atıyorsun. Her birinde küçük bir mutluluk anı gizli bu ürünler kocaman bir havuzda birikiyor ve sayıları 70.000’e ulaştığında çekiliş başlıyor. 7 gün boyunca her gün tam 1000 kişi bu ürünlerle dolu Mutlu Bir An kutusu kazanıyor, mutlu oluyor, mutlu ediyor.
Gayet “insana kocaman dokunan” bir kampanya… Eğer okuyucu senin de hayalin büyük bir marka yaratmaksa eğer, insanı unutmadan insanlarla birlikte çalışmalar yapmaktan geçiyor… Bir nevi mutlu yol, mutluluğun ta kendisinden geçiyor…